İZCİLİĞİN TARİHÇESİ
( İzcilik Haftası Münasebetiyle hazırlanmış bir konuşma örneği )
Dünyada izcilik Baden Powell ile başlar. Kendisi izcilik teşkilatını kuran,1857-1941 yılları arasında yaşamış olan bir İngiliz Lordu ve generalidir. Öğrenimim Carterhouse'da yapmış,1876'da orduya katılmıştır. Hindistan'da, Afganistan'da ve Güney Afrika'da görev almıştır.
1899 yılında Güney Afrika'da sömürge savaştan devam ederken burada görev alan Baden Powell, İngiliz askerlerinin iklim değiştirme ve araziyi tanımama yüzünden başarı sağlayamadığını görür. Birliğinin başında bulunan B.P., endişeli ve duruma bir çare bulma çabası içindedir. Savunmakla görevlendirildiği Mafeking'de Boerler'e karşı 217 günlük bir kuşatmaya karşı direnmek zorunda kalır.
Bu sırada yerli halkın ve Boerlerin, bilhassa küçük yaştaki Boerlerin bazı özellikleri generalin dikkatini çeker. Küçük Boerler arazi incelemesini, görünmeden görmeyi, belirli yerlere kadar gizlice gitmeyi ve işaretlerle anlaşmayı haberleşmeyi çok iyi becermektedirler, işte bunu keşfeden B.P. cephe gerisinde yerli çocuklardan yararlanma yoluna gider ve bunda da başarılı olur. Zira 12-16 yaş arasındaki bu çocuklar cesur, görev şuuru tam ve kendi ekmeğini kendi kuvveti ile kazanmayı mecbur kılan serbest hayatlarının bir sonucudur. Bu savaş sırasında İngiltere'den gelen tecrübesiz askerlerin eğitimim de üstüne alan B.P. gençlerin açık arazide ve dağlık bölgelerde çektikleri hareket zorluklarım görerek, yerli çocuklardan aldığı bu ilhamla kendisinin düzenlediği ilk izcilik kurallarını onlar üzerinde uygulamak suretiyle görevini başarılı bir sonuca ulaştırmıştır.
Baden Powell 1903 yılında İngiltere'ye döndüğünde ise, ülkesinde sömürgelerde bıraktığından çok farklı bir gençlik bulur. Rahat ve kolaylık herkesi uyuşturmuştur. Birtakım gençlik ise tam anlamıyla başıboşluğun ve zararlı alışkanlıkların elinde tutsaktır. Tembel ve zayıf bir duruma düşürmüştür. Bunun üzerine B.P. her milletin dayanağı olan gençliğe dönüp onlara insanî duygular vermek, kişiliklerini meydana çıkarmak, düşünüş ve görüş yeteneklerini artırmak için çalışmalara başlar. Ordudaki denemelerinden yararlanmaya karar verir. 1907 yılında Brown-Sea Adasında 21 çocukla bir kamp kurar. Bu kamp B.P.'nin çeşitli kültürel ve sosyal farklılıkları bulunan bu çocukların kaynaştırılabileceği ve izcilik prensipleri etrafında birleştirilerek eğitilebileceklerini ispatlamak için kurulmuştur. Bu kamp bütün İngiltere'de geniş yankılar uyandırdı. Büyük başarı kazandı.
Baden Powell izcilikteki ilk denemelerini ve bu konudaki diğer düşüncelerini “Scouting For Boys" yani erkek çocuklar için izcilik adlı kitabında yayınladı. Kitap bir anda bütün gençler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. 4 Eylül 1910'da kalabalık bir izci topluluğu Londra'daki bir salonda, seyircilere, izcilikte kullanılan çeşitli teknikleri gösterdiler. Böylece izcilik teşkilatının temeli köklü bir şekilde atılmış oldu. İşte çoğumuzun bildiği "izcilik" bu şekilde doğdu ve bütün dünyaya yayıldı.
Bizde ise 15 Şubat 1912'de öğretmen Okulu öğretmeni Ahmet Bey ilk izci ünitesini kurdu. Bunu Galatasaray, Darüşşafaka ve İstanbul Liselerinde kurulan izci oymakları takip etti. Aynı yıl Genel Kurmay Başkanı Enver Paşa Başbuğluğa seçildi. Onun himayesinde hızla yayılmaya başladı. Aynı tarihte memleket gençliğini daha iyi yetiştirmek düşüncesiyle ve izciliği teşkilatlandırmak amacıyla Belçikalı uluslararası izcilik komiseri Parfitt memleketimize davet edildi. Parfitt ilk olarak bir izci lideri kursu açtı; aynı yıl izcilik çalışmaları bir yönetmeliğe bağlanarak uygulamalara geçildi. Bu uygulamalar çevrede ilgiyle izlenmiştir.1915-1916 yıllarında Milli Savunma Bakanlığına bağlı Osmanlı Genç Dernekleri Müfettişi bulunan Albay Mustafa Kemal, o zamanki Başbakana verdiği bir raporda "Yurt savunması bakımından bu derece ehemmiyetli olan izcilik, ferdî ve millî eğitim bakımından da o nispette önemlidir" diyerek gençlerin vatani ve milli bir amaçla eğitilmeleri ve bu maksatta izciliğin yurt sathında yaygın hale getirilmesi için gereken tedbirin alınmasını önermiştir.
Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sebebiyle duraklayan izcilik çatışmaları 1922 yılında Büyük zaferin kazanılmasıyla yeniden canlandırılmış ve İstanbul Mitli Eğitim Müdürü Başkanlığında bir izci Ordusu meydana getirilmiştir. Cumhuriyetle beraber gerçek izcilik Atatürk'ün emriyle başlamıştır. Kurulduğu yılların savaş yılları olması ve amaçlarının uzun süre halkımızca yanlış değerlendirilmesi sonucu izcilik ancak 1926'da Atatürk’ün emriyle çıkarılan Maarif Vekaletinin bir genelgesi ile önem kazanmaya başlamıştı. 12.5.1928 tarih ve 1246 sayılı kanun T.B.M.M.'de kabul edildi. 21.5.1928 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren "Türkiye'de İzciliğin Türk Gençlerine Hasrı Hakkında Kanun” -bu kanun gereğince izcilik Türkiye'de sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına has kılınıyor. İzcilik 1970'lere kadar M.E.B. Beden Eğitimi ve İzcilik Müdürlüğünce çok dar sınırlı imkanlar içinde yönetilmiştir. 1968 yılında yeni bir "Türkiye İzcileri Yönetmeliği" hazırlanarak 3-10-17 Haziran 1968 tarihli 1504-1505-1506 sayılı Tebliğler Dergilerinde ve 21 Haziran 1968 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Bu yönetmelikle izcilerin görünüşlerinde yani üniformalarındaki değişikliğin yanı sıra uygulamada da metot ve program yönünden olumlu farklılıklar öngörülmüştür.
Bu tarihten itibaren daha gelişen izcilik teşkilatı yeni dünyanın çağdaş izcilik anlayışına paralel bir atılımla ilerlemiştir. Bugün izcilik iki teşkilat halinde gelişmesini sürdürmektedir. Günümüzde izcilik faaliyetleri, Dünya İzcilik Teşkilatı’na üye olan Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Türkiye İzcilik Federasyonu ve M.E. Bakanlığı bünyesinde kurulmuş bulunan Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan İzcilik Daire Başkanlığınca yürütülmeye çalışılmaktadır.
Türk İzcilik Teşkilatını şematik olarak tanıtacak olursak, başta Koruyucu Başkanımız Sayın Cumhurbaşkanımız bulunmaktadır . Onun adına hizmet ve sorumlulukları yürütmek üzere Spordan Sorumlu Devlet Bakamınız ve Buna bağlı olarak Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde teşekkül ettirilmiş spor federasyonlarından biri de Türkiye İzcilik Federasyonudur. Bu federasyona bağlı olarak illerde Gençlik ve Spor İl Müdürlüklere ve İzcilik İl Temsilcileri illerdeki faaliyetleri yönlendirir ve yönetirler. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde ise Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü İzcilik Dairesi Başkanlığı bulunur. İl Milli Eğitim Gençlik ve Spor Müdürlükleri bünyesinde kurulmuş bulunan il izci Kurulları ise bulundukları illerde izcilik çalışmalarını yürütmeye ve yönlendirmeye çalışırlar. Okullardaki izci Üniteleri de buraya bağlıdırlar.
Bugün yurt çapında 60.000 (Not: 1986 yılı 58.682’dir)’i aşkın çeşitli kademede yavrukurt ve ergin izci, 2000'i aşkın ünitede (küme, oymak ve ocakta) faaliyet göstermektedir. Bu seviyeye erişmemizde gönüllülük ilkesiyle çalışan izci ve liderlerimizin payı büyüktür. Huzurunuzda kendilerini minnetle anar, teşekkürü bir borç bilirim. Bununla beraber bugün dünya izcilik teşkilatına kabul edilmiş yüzden fazla ülkede 25 milyonu erkek ve 15 milyonu kız olmak üzere toplam 40 milyon çocuk veya genç izcilik faaliyetiyle bizzat meşgul olmaktadır.
Yakın komşumuz Yunanistan'da 180.000 İsrail'de 40.000, İtalya'da 120.000, İsviçre'de 100.000 çocuk ve genç izcilik faaliyetlerinden yararlanmaktadır. Yunanistan'da 10, İsrail'de 19, İtalya'da 87 çocuktan her biri izcidir. Türkiye'de ise 350 çocuktan biri izcidir. Bu da göstermektedir ki erişmiş bulunduğumuz izci sayısı yeterli değildir. Daha çok sayıda çocuk veya genci teşkilata almak ve onları izcilik faaliyetlerinden yararlandırmak başlıca amacımız olmalıdır. İşte biz bugün izciliğimizin kuruluşunun 76.yılını kutlamanın ve izcilik sözü ve türesinin icabı yararlılık ilkesini bir kez daha yaşamanın hazzı içinde daha çok sayıda izciye ve daha çok sayıda lidere kavuşacağımızın inancım taşımaktayız.
Bu inançladır ki izcilerimizin kuruluş yıldönümlerine rastlayan içinde bulunduğumuz haftaya yararlılık ilkesiyle bağdaştırmak suretiyle "İzci Yararlıdır Haftası" olarak kabul ve ilan etmiş bulunmaktayız. İzci yararlıdır haftasında bütün izci ünitelerinde kayıtlı 60.000’in üzerinde izci, bu yedi gün içinde kendilerine, ailelerine, okullarına, çevrelerine yardım etmek ve yararlı olmak yolunda büyük çapta katkıda bulunacaklardır. İzci yararlıdır haftası içinde yavrukurtlarımız, izcilerimiz ve ergin izcilerimiz yararlı olmak ve iyilik yapmak için adeta bir yarışma halinde en küçük olaylardan yararlanmasını bilecekler ve daima fırsatlar kollayacaklardır. Bu arada ağaç dikecekler izci ormanı kuracak; park, bahçe, pazar, mezarlık gibi genel yerlerde temizlik yapacak, trafik işlerinde yardımcı olacak, Çocuk Esirgeme Kurumu, Hava Kurumu, Kızılay hizmetlerine koşacak, güçsüzler yurduna ziyaretlerde bulunacak ve sağlık hizmetlerinde, sivil savunma hizmetlerinde yararlı olmaya çalışacaklardır.
Sevgili Çocuklar (Gençler) bir yavrukurtun, bir küçük izcinin genel hizmet alanlarında görülmesini, sizlere yardım etmek için göstereceği ilgiyi, onların geleceği bakımından küçümsememenizi ve bilhassa onlara yardımcı ve yararlı olma fırsatını bahşetmenizi özellikle rica edeceğim.
Siz yavrukurtlar (izciler) sözünüz ve türeniz icabı kendiniz, aileniz ve çevreniz için elinizden geleni yapacağınıza, bu hafta ve daima izci sözü ve türesine sadık olarak, fedakar, iyi kalpli, nazik, cömert, samimi, mert, nezaket kaidelerine uygun bir davranış içinde iyilikte bulunacağınıza, yararlı olacağınıza içtenlikle inanmış bulunuyorum.
Başkalarına yardım ve yararlı olma yolunda daima şansınız bol, daima yolunuz açık olsun. Sevgili izciler...